Mansur’un emriyle, Beytülmalın kasasını açmışlardı ve herkese oradan, bir miktar veriyorlardı. Şakrani de Beytülmaldan payını almak için gelenlerden biriydi. Fakat kimse onu tanıyamadığı için, kendisine bir pay almaya, vesilesi yoktu. Cedlerinden birinin köle olup Resul-i Ekrem (s.a.a)’in onu azat etmiş olması itibariyle bu azatlık unvanı ister istemez Şakrani’ye de, oradan miras kalmıştı ve onun için […]
more... »
Ahmed Rufai Hazretleri, bir gün talebelerine: – İçinizde kim bende bir ayıp görüyorsa bildirsin, dedi.
more... »
Acelesi oldugunu onu görür görmez anlamistim. Saganak halinde yagan yagmura aldiris etmiyor, ezilmis haline ragmen saga sola kosuyordu. yanina sokularak: “Hayrola teyzecigim” dedim “Bir derdiniz mi var?…Sicak bir tebessümle, “Buralarin yabancisiyim evladim. Hastane tarafina gidecek bir araba ariyorum” dedi… “Biraz beklersen ayni dolmusa binebiliriz” dedim. ” oraya gldigimizde size haber veririm”.. Tesekkür ederek yanima yaklasti […]
more... »
BESMELE Bişrî Hâfî yol kesici bir kimse olup yanında bir takım güzel sesli hafızları gezdirirmiş. Gittiği şehirlerde o hafızlara Kur’an-ı Kerim okutur ve bütün insanları bir yere toplarmış.
more... »
Cami ve Kilise Hazreti Fatih İstanbul’u fethettikten sonra, Avrupada fütuhata devam ediyordu. Bir seferinde Sırbistan hududuna gelmiş ve Sırbistan’ın fethi artık an meselesi idi.
more... »