İlahi İndir, Bedava Dini Programlar ve Bayram Mesajları

İbadet

Abdestsiz Kur’an-ı Kerim Taşınır mı?

Yalnız Kur’an-ı Kerim öğrenmek için ergenlik çağına gelmemiş çocuklar abdestsiz Kur’an-ı taşıyabilirler. Büyükler ne öğrenim için ne de başka  bir şey için abdestsiz olarak Kur’an-ı Kerim taşıyabilir ne de ona dokunabilir. Öğrenimin dışında çocuklarda dokunamaz. (1)

Namaz kılmak, Kabe’yi tavaf etmek, tilavet secdesi yapmak, Kur’an dokunmak için abdest dinen gereklidir. Sünni mezheplerin çoğpu bunların farz olduğunda görüş birliğinde olup yalnız Hanefiler Kâbeyi tavafta abdesti vacip görürler. Kur’an’a dokunmak için abdestin farz olduğu hükmü Kur’an’da:
Şüphesiz bu, değerli bir Kur’an’dır, Korunmuş bir kitaptır. Ona ancak temizlenenler dokunabilir.
(Vakıa 56/77-79)
Sünnetta de Beyhaki, Sünen, 1, 87-88)’e dayandırılmakla birlikte esasen müslümanların Kur’an’a atfettikleri önemi ve ondan istifadeyi azami ölçüye çıkarma gayretini yansıtan ve bünyesinde  birçok sosyal ve psikolojik gerekçeyi  barındıran kolektif şuur konumundadır. (2)

Kaynak:
1) Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN, (Tahtavi:82)
2) İlmihal, İman ve İbadetler, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Araştırmaları Merkezi

er, Türkiye diyanet Vakfı, İslam Araştırmaları Merkezi

» No Comments

Bekar Kızın Çeyizine Zekat Düşer mi?

Bekar Kızın Çeyizine Zekat Düşer mi?

Bekar kızın çeyizine zekat düşmez. Zira çeyiz adı verilen bu eşya ticaret için alınmamıştır.

Kaynak:
Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN

» No Comments

Bazı Kavramlar (Farz, Sünnet, Müstehap,…)

İslami Bazı Kavramlar

Farz : Yapılması kat’i dlillerle sabit olan ilahi emirlerdir. Farzı terketmek haramdır. İşlenmesinde sevap, özürsüz terkedilmesinde Allah’ın azabı vardır. İkiye ayrılır.

  • Farz-ı Ayın : Her mükellefin kendisinin yapması gereken, bir başkasının yapmasıyla ödenmeyen farzdır. Beş vakit namaz, oruç, zekat gibi.
  • Farz-ı Kifaye : Mükelleflerden bazılarının yapmasıyla diğer müslümanlardan düşen farzdır. Cenaze namazı gibi. Bir kişide kılmış olsa farz yerine gelir. Kılınmazsa orada bulunan bütün müslümanlar günaha girmiş olur.

Haram: Yapılması kat-i  delillerle yasak edimiş işlerdir.Ywapanlar ahirette cezasını çeker, inanmayanlarda dinden çıkar. Adam öldürmek gibi.

Mekruh : Yapılmaması delil-i zanni ile istenen işlerdir. iki kısma ayrılır.

  • Tahrimen Mekruh : Hiçbir özürü olmadan ikindi namazını geciktirip gün batarken kılmak gibi.
  • Tenzihen Mekruh : Sağ elle sümkürmek gibi

Mendub : Sevilen, yapılması uygun olan, işlenmesi teşvik edilen iş. Dinen yapılması iyi sayılmakla birlikte yapılmamasında sakınca olmayan ve Resulullah (s.a.s.)’ın bazan yapıp, bazan terkettiği işler. Güzel bir iş sayıldığı için mendubu işleyen sevap alır, terkeden ceza görmez. Bu değerlendirme Hanefi mezhebine göredir.  Sünnet ve müstehab terimlerinide içine alır.

Mübah : Yapılmasında sevap olmadığı gibi, terkinde de günah olmayan işlerdir. Yemek, içmek, oturmak, kalkmak gibi.

Müfsid : Başlanmış bir ibadeti bozan iştir. Namazda gülmek, konuşmak; oruçlu iken bilerek yemek, içmek gibi.

Müstehap: İşlenmesinde sevap olan, terkinde günah olmayan ibadetlerdir. Nafile namaz kılmak ve nafile oruç tutmak.

Sünnet : Peygamberimizin farz ve vacip olmayarak yaptığı ve bize emrettiği ibadetlerdir. Beş  vakit namazda kılınan sünnetler, Teravih Namazı, ezan ve kamet gibi. Sünnet ikiye ayrılır.

  • Sünnet-i Müekkede : Peygamberimizin çok sık devam edip pek az terk ettiği ibadetlerdir. Sabah namazının farzından önce, öğlenin farzından önce ve sonra kılınan sünnetler gibi.
  • Sünnet-i Gayri Müekkede : Peygamberimizin zaman zaman yapıp  zaman zaman bıraktığı ibadetlerdir. İkindi ve Yatsının ilk sünnetleri  gibi.

Vacip : Yapılması zanni  deli ile sabit olan hükümlerdir. Vitir  ve bayram namazı gibi.

Kaynaklar :
1) Hikmetleriyle Namaz Hocası, Rauf Pehlivan
2) Şamil İslam Ansiklopedisi

» No Comments

Cuma günü yolculuğa çıkılır mı?

Cuma Günü Yolculuğa Çıkılır mı?

Cuma günü zevalden önce de, sonra da yolculuğa çıkmak mekruh değildir. ancak vakit çıktıktan sonra şehirden çıkacağını biliyorsa, o zaman Cumayı kılmadan çıkmak mekruh olur.

Faydalanılan Eserler:
Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN

Kadınların Cuma, Bayram ve Cenaze Namazı.
Kılıp Kılamayacağı ve Bunların Saflardaki Durumu

 

Cuma namazı farz-ı ayın, bayram namazları vacip, cenaze namazı ise farz-ı kifayedir. Bunlardan cuma ve bayram namazları, ancak cemaatle kılınır. Cenaze namazının cemaatle kılınması şart olmadığı gibi; ister erkek, ister kadın olsun tek bir müslümanın kılmasıyla kifai farz yerine gelmiş olur. Görüldüğü üzere, gerek mükellefiyet gerek hüküm bakımından cenaze namazında kadın ile erkek arasında hiç bir fark yoktur.

Cuma namazının farziyyetiyle ilgili ayetin (Cum’a, 62/9) kadın ve erkekleri içeren umumi hükmü sünnetle tahsis edildiği için, cuma namazı ile sadece hür, mukim ve (cuma namazına katılmaya engel olacak derecede hasta ve yaşlı olmayan) sağlıklı erkek Müslümanlar mükelleftir. Nitekim ayetin umumi hükmünden hür, mukim ve sağlıklı olmayanlara da cuma namazının farz olduğu anlaşılmakta ise de, ayetin hükmü bu yönden de tahsis edilmiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte, “Hürriyetine sahip olmayan köle, kadın, çocuk ve hasta .müstesna olmak üzere, cemaatle cuma namazı kılmak, her müslüman üzerinde vacip bir haktır.” (Ebu Davad, Salat, 168, Hadis No:1O67; Beyhekı, III, 172) buyurulmuştur. Bu itibarla kadınlar cuma namazı ile yükümlü değildir. Cuma namazının kadınlara farz olmadığı konusunda icma vardır. Asr-ı saadetten beri hiçbir İslam müçtehit ve alimi bunun aksini söylememiş, bütün İslam ülkelerinde, her dönemde uygulama da böylece devam ede gelmiştir.

Vakıa, cuma ve bayram namazları ile yükümlü olmadıkları halde kadınlar isterlerse bu namazlara katılabilirler. Bu takdirde, kendisine cuma namazı farz olmayan (mesela dinen misafir sayılan) bir kişinin cuma namazını kıldığında o günkü öğle namazını kılmasına gerek olmadığı gibi, cuma namazına katılan kadınların da ayrıca öğle namazını kılmaları gerekmez. Nitekim günümüzde beş vakit namazda ve özellikle teravihte olduğu gibi, gerek asr-ı saadette, gerek sonraki dönelerde kadınlardan çok sayıda cuma ve bayram namazlarına katılanlar olmuştur. Ancak ne Hz. Peygamber (s.a.) döneminde ne de müteakip asırlarda beş vakit namazla mükellef kadınların tamamının cuma ve bayram namazlarına katıldığı sabit değildir. Günümüzde de isteyen hanımların cami adabına uyarak camilerin kendilerine ayrılan bölümlerinde,cuma ve bayram namazı kılmalarında hiçbir sakınca yoktur.

Safların düzenlenmesine gelince:

İslami hükümlere göre, sadece namaz kılarken değil, ihtiyaç ve zaruret bulunmadıkça kadınların erkekler arasına karışmayıp, uygun olan ayrı bir yerde bulunmaları uygun olur. Bu itibarla ister cuma, ister bayram, ister cenaze, hangi namaz olursa olsun, kadınlar erkeklerle birlikte namaz kıldıkları takdirde, erkeklerden ayrı, uygun bir yerde namaza durmaları gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) namaz saflarını önce erkekler, sonra erkek çocuklar en arkada da kadınlar olmak üzere düzenlemiş; “namazda erkek saflarının en faziletlisi en önde olanı, fazileti en az olanı ise en arkada bulunanıdır. Kadın safların en faziletlisi ise en arkada kalanı, en az faziletlisi ise en önde olanıdır.” (Müslim, Salat , 132;Ebu Daud, Salat, 97. Tirmiz.i, Mevakıt, 52; Nesai, İmame, 32; İbn Mace, İkame, 52) buyurmuştur. Sünnet olan safların böyle olmasıdır. Sünnete uymayarak, kadınlar erkek safları arasına karışarak imama uyarlarsa, Hanefi mezhebine göre rüku ve secdeli namazlarda kadınların arkasında ve hizasında kalan erkeklerin namazları fasit olmuş sayılır. bu duruma sebep olan kadınlar da günah işlemiş olurlar. Bu durum, rüku, ve secdesi bulunmayan cenaze namazında meydana gelirse, erkeklerin namazı fasit olmazsa da, sünnete (yani Hz. Peygamber (s.a.) ‘in düzenlemesine) aykırı hareket edildiği için mekruh olur.

Kaynak:
1) Diyanet Başkanlığı Sitesi 

Kadının İmamlığı Caizmi ?

Kadının İmametiKadınların namazda imamlık yapması , bir kadının hemcinsleri olan diğer kadınlara imamlığı ve kadın-erkek karışık cemaate veya sadece erkeklere imamlığı olarak iki kısma ayrılır.

  • Kadının hemcinsleri olan diğer kadınlara imamlığı konusunda, Hz. Peygamber (s.a.)’in hanımlarından Ümmî Seleme ve Hz. Aişe’ nin kadınlara imam olarak namaz kıldırdıklarına, bu durumda öne geçmeyip ilk safın ortasında durduklarına ait ilk devir hadis kaynaklarında bilgiler vardır. Kadınların günlük beş vakit namazda olduğu gibi, teravih namazında da diğer kadınlara imamlık yapmaları ls1am fakihleri tarafından caiz görülmüştür .
  • Bir kadının, erkeklere veya kadın-erkek karışık cemaate imamlık yapması ise, ilk hadis kaynaklarından Ahmed b. Hanbel’ in Müsned’ inde, Ebu Davud’un Sünen’ in de, İbn Huzeyme’ nin Sahih ‘ inde, Beyhaki ‘ nin Sünen-i Kebir ‘ inde , Hakim ‘ in Müstedrek ‘ inde ve muahhar pek çok kaynakta yer alan bir habere göre Hz. Peygamber (s.a.v.) istisnai olarak Ümmî Varaka isimli hafız-ı Kur’an bir sahabiyye hanımın kendi ev halkına imamlık yapmasına izin vermiştir. Ümmî Varaka’ nın ev halkı ise, ölümünden sonra azad olmaları kaydıyla hür kıldığı biri erkek diğeri hanım iki köleden ibaretti. Bu rivayete dayanarak İmam Ahmed, Ebu Sevr, Müzeni, Taberi, Ibn Teymiyye gibi alimler, kadının zaruret halinde erkeklere de imamlık yapabileceğini söylemişlerdir.
  • İmam-ı Azam Ebu Hanife, Şafii gibi müctehidler ile Cumhur-ı fukaha ise, kadının erkeklere imamlığını caiz görmemişlerdir.

Kaynak:
1) Diyanet Başkanlığı Sitesi

Paz, Mart 2 2008 » Dini Mevzular

Yorum yap. Düşüncelerini paylaş.