Japon’yada Yükselen İslam
Japonya’da İslâm doğuyor
Japonya’da her gün onlarca insanın İslam ile tanışıyor ve Müslüman oluyor� Bu hizmetin en önemli mekanı ise Tokyo’da bulunan İslam Merkezi�
Osmanlılarla temas neticesinde İslâm’la tanışan Japonların son yüz yıl içinde, Müslüman tacirler ve İslam ülkelerine seyahat ederek orada İslam’la tanışıp Müslüman olan Japonlar aracılığıyla İslâm’a ilgileri giderek artmaya başlamış. İkinci Dünya Savaşı esnasında Çin, Endonezya, Malezya ve Filipinler’e giden Japonların bir kısmı, savaş sonrası Müslüman olarak Japonya’ya dönmüşler. Bu Japon Müslümanlar ilk İslâmî cemiyetlerini 1953’de kurmuşlar. Japonya’da inşa edilen ilk cami ise 1935 yılında inşa edilen Kobi Camii… 1975 yılında da Tokyo’da Japonya İslâm Merkezi inşa edilmiş. Japonlara İslâm dinini doğru bir şekilde anlatmaya ve tanıtmaya başlayan İslâm Merkezi vasıtasıyla binlerce Japon İslâm dinine girmiş. Merkez halihazırda, İslâmî bir okul inşaatını sürdürüyor. Japon hükümeti tarafında resmen tanınan ve bağımsız dinî bir müessese olan İslâm Merkezi, Japonca İslâmî kitapların dağıtımı, Japonlar için İslâm ve Arapça dersleri vermek, konferans ve sempozyum düzenlemek, Japonca’ya dinî kitaplar tercüme etmek ve Müslümanlara evlenme ve İslâm kimliği belgelerini vermek gibi işler yapıyor.
Japonya’da yerli halktan yaklaşık 100 bin Müslüman var. Japon asıllı olmayan Müslümanların sayısıysa 300 bini aşkın.
İslâm Merkezi�nin hocalarından Nimetullah Hoca, Japonya�da uzun yıllardır İslâmî tebliğ ve irşad hizmetleri yürüten bir Türk vatandaşı.
Nimetullah Hoca Japonya�daki çalışmalarıyla ilgili şunları söylüyor:
‘Japonya’yla 34 seneden beri alâkadarız. Oraya sürekli gidip geliyorduk. Bundan 20 sene evveline kadar sadece 2 cami bulunuyordu. Şimdi ise irili ufaklı mescitlerle birlikte 400�ü geçti ibadethane sayısı. Bazen günde 50 kişinin üzerinde Japon�un, Japonya’da faaliyet gösteren İslâm Merkezi’ne gelip Müslüman olduğunu müjdelemek isterim. Bununla beraber dediğim gibi mescid sayısı da çoğaldı. Oradaki bu insanlar bize sürekli şunu diyorlar, ‘Ey Müslümanlar, İslâm’ın bu sonsuz nurunu bize getirmekte neden bu kadar geciktiniz’ Bizim komşularımıza bizden çok evvel geldiğiniz halde, meselâ Çin’e, Endonezya’ya, Filipinler’e, Malezya’ya çok seneler önce dininizi getirdiğiniz halde, bize neden gelmediniz. Biz insan değil miyiz?� diyorlar. Japonlar gibi milletlerin Müslüman olmaları çok daha kolay oluyor. Çünkü ilâhî dinlere tabi olmayan insanlar, diğerlerine göre daha kolay İslâmiyeti seçebiliyorlar. Oralarda misyonerlik faaliyetleri de çok yoğun. Biz de dilimiz döndüğünce İslâmiyeti anlatmaya çalışıyoruz. Budist profesörleri diyorlar ki bütün budistlerin yoğun bir şekilde Müslüman olma potansiyeli mevcut. Çünkü çevre ülkelerdeki Müslüman sayısı artıyor ve burada tebliğ ve irşad çalışmaları fazlalaşıyor.�
34 sene önce Japonya’ya dil bilmediği halde giderek İslam’ı anlatmaya başlayan Nimetullah hoca, Japonya’nın hürriyetler bakımından son derece ilerde olduğunu belirtiyor.
Japonya’da her yerde örneğin trenlerde kitap, broşür dağıtarak insanlar İslam’a davet ediliyor. Bu davetlere insanlar merakla yaklaşıyor ve ilgiyle karşılıyor. Dağıtılan kitaplarda ise cami ve İslam merkezinin adresini öğrenerek gelen pek çok ziyaretçi oluyor. Bu ziyaretçiler Akıllarında kalan soruları soruyorlar ve çoğunluğu Kelime-i Şahadet getirerek Müslüman oluyor�
Yıllardır Japonya’da tebliğ ve irşad çalışmalarında bulunan Nimetullah Hoca, son yıllarda Japonya’da İslâm’a olan ilginin özellikle 11 Eylül 2001 İkiz Kule saldırılarından sonra daha da arttığını ifade ediyor: “Daha önce İslam hakkında medyada nasıl müsbet bir yayın yapabiliriz diye düşünürken, 11 Eylül’den sonra orada günde 10-11 milyon satan gazeteler bize defalarca yer verdiler, televizyonlara çıkıp İslam’ı, İslam’ın ve Müslümanların terörle uzaktan yakından ilgisinin olamayacağını anlattık. Arapçada ‘Rubbe dârretin nafia!’ diye bir söz var, ‘Bazı sıkıntılı şeyler menfaate döner.’ 11 Eylül de öyle oldu.”
Nimetullah Hoca, Müslüman olduktan sonra “Size İslâm ismi hediye edeceğim.” sözünün Japonların çok hoşlarına gittiğini belirtiyor� Bu özelliklerinden dolayı Bediüzzaman Hazretleri’nin Japonlarla ilgili sözlerini hatırlatıyor: “Kesb-i medeniyette Japonlara iktida bize lâzımdır ki; onlar Avrupa’dan medeniyetin güzel kısımlarını almakla beraber, her kavmin maye-i bekası olan milli âdetlerini muhafaza ettiler.”