İlahi İndir, Bedava Dini Programlar ve Bayram Mesajları

Mehdi

Mehdi, yol gösteren, hidayete eren, doğru yolu  bulan, Allah (C.C.) tarafından kendisine rehberlik edilen, Kıyamete yakın dönemde zulüm ve adaletsizliğin her tarafı kapladığı bir zamanda gelip yeryüzünü adaletle dolduracağı ve Islamı hakim kılacağı  müjdelenen zattır. Tanınma ve bilinme sevdasında bir şovmen değildir.

Mehdi, konusunu  inkar küfre sebep olmadığı için ilk dönem akaid kitaplarında yer almamıştır. Ehl-i Sünnet’in akideye dair yazılan son dönem eserlerinde bu konu ele alınmaya başlanmış ve imanla aralarında ilgi kurulmuş, ancak  bir inanç olarak yerleşmemiştir. Ancak Şia bunu çok ileri seviyede akideyi ilgilendiren bir mesele olarak takdim etmiştir.

Dünyanın bir çok yerinde olduğu  gibi dünde bugünde Türkiye’de de Mehdi olduğunu, iddia edenler hiç eksik olmamıştır. Bu gibi kimseler Mehdi  beklentisinde olan bir çok insanı aldatmış ve hislerini istismar etmişlerdir. Fakat hiçbir zaman bu durum, bizi mehdilik düşüncesinin bundan dolayı islami olamayacağı, bu konudaki rivayetlerin hepsininin tamamen uydurma olabileceği fikrine götürmemelidir. Sahih hadislerde Mehdi ne şekilde, hangi ölçüler içinde anlatılıyorsa bunu doğru anlayıp, doğru yorumlama ve gerçeği olduğu gibi tavsif etmektir.

Şovmenler bir yana onları onları, mevki, makam, şöhret ve şahsi itibar düşkünlükleriyle tanımak mümkündür. Bunun yanısıra bazı takva sahibi İslam’ı bilen ve yaşayan zatlarında mehdilik iddiaları vardır ki; bunları karıştırmamak gerekir. Bediüzzaman bu tür iddaların sebebini açıklarken;

Çeşitli insanları gördüğünü, bir nevi kendilerini  Mehdi bildiklerini  ‘Mehdi olacağım’ dediklerini belirtirken, bu zatların yalancı ve aldatıcı olmadıklarını belki aldandıklarını, gördüklerini hakikat zannettiklerinı vurguluyordu. Bu karıştırmanın en mühim sebebinin ise Makam-ı evliyayadan bazı makamlarda mehdi vazifesinin özelliği bulunduğu, o makamın cüzi bir numunesine hatta gölgesine girenlerin kendilerini o makamın sahibi olduklarını zannetmeleridir. Eğer makam sevgisine mahkum değillerse bu hal kendilerinde fazla sürmez ve o hallerinden mesul olmazlar. Eğer makam sevgisi varsa, mağlup olup, ya divanelik derecesinde sukût ederler, veya hak yoldan saparlar. Çünkü büyük veliler kendileri gibi düşünürler. Nefis ne olursa olsun kendi kusurunu onlar ve büyükleri kendi ile kıyas edip kusurlu sanar. Hatta öyle bir noktaya gelirki enbiyalara karşı hürmeti bile noksanlaşır.

Mehdilik iddiasında bulunan bazı kimseler ise, cinlerin veya habis ruhların tesiri altına da girmiş olabilir. Cinler, böylelerini bazen gurur ve kibre sevkederler, okşayıp şımartırlar. Yeri ve zamanı gelincede, korkutup  tehdit edip kendi hesaplarına konuşturup iş yaptırırlar.

Cts, Temmuz 9 2011 » Dini Mevzular

Yorum yap. Düşüncelerini paylaş.